correlatable ne demek?
- Bağ kurulabilen
- Bağlantılı olabilen
- Başvurulabilen
- Kıyaslanabilen
bağ
- Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne.
- Sargı.
- İlgi, ilişki, rabıta
- Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti.
- Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm.
- Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret.
- Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- Bağlam, deste, demet.
- Meyve bahçesi.
- Bir özdecik oluşumunda iki öğeciğin kimi dış eksiciklerinin ortaklaşa kullanımı ile ya da eksicik alışverişi ile sağlananbağlanım.
correlate
- Aralarında uygunluk sağlamak
- (iki şey, netice, rakam) arasında ilişki kurmak
- Bağ kurmak, ilişkili olmak
- İlişkisini ortaya çıkarmak
- Bağlantılı olmak
- Karşılıklı ilişkisi olmak
- Birbiri ile ilgisi olan şeylerin her biri.
- İlişiği olmak, bağlantı kurmak
correlate with
- Ilişkili ol