clink ne demek?
- Tıkırdatmak
- Tokuşturmak
- Tıkırdamak, şangırdamak
- Şıkırdamak, tıngırdamak, şıkırdatmak, şıngırdatmak, çınlatmak
- (bardak/kadeh) tokuşturmak
- Hapishane, kodes
- Hücre.
- Şıngırtı
- Tıkırtı, şangırtı
- Ritmik bir ses
- Bazı kuşlann haykırışı.
tıkırdatmak
- Tıkırdamasını sağlamak, tıkırdamasına sebep olmak.
- Yemeği bir taşım kaynatmak.
- Rattle.
- Click.
- To rattle sth lightly.
- Tick.
clink of coins
- Tırınk
clinker
- Sert tuğla
- Cüruf, ocakta kömur cürufu
- , hata
- (bilhassa şarkı söylerken veya çalgı çalarken)
- Klinker, tuğla, kiremit tuğlası, cüruf, donmuş lav kütlesi