choke on something ne demek?
- Soluk borusunun tıkanmasından dolayı konuşamamak veya nefes alamamak
choke
- Tıkanmak, ölmek
- Ağzını kapatma
- Boğma, tıkama
- Kısıcı, boğucu.
- Boğmak, nefesini kesmek, tıkamak
- Önünü kesmek
- Bastırmak, baskı altında tutmak
- Boğulmak, nefesi kesilmek
- Boğarak öldürmek
choke back
- Kontrol etmek
- Durdurmak
- Vazgeçirmek
- Kısmak
- Tutmak
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
something
- Bir şey
- Bir parça şey
- Olağanüstü bir şey
- Falan.
- Bir şey, önemli bir şey
Türetilmiş Kelimeler (bis)
chokechoke backchoke coilchoke couplingchoke dampchoke downchoke feedchoke modulationchoke offchoke tochoadchoanachoanal atresiachoanocytechoanoflagellataonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak