chance ne demek?
- Fırsat
- Talih, şans
- Olanak, ihtimal
- Riske girmek, göze almak, denemek
- Şans eseri olmak, tesadüfen olmak
She chanced to be there. / Tesadüf eseri oradaydı.
- Kısmet
- Kader
- Risk
- Rast gelmek
- Olasılık
- Riziko
- Şans eseri olan
fırsat
- Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
- (Bak: Fursat)
Opportunity.
Chance.
Occasion.
Opening.
Break.
Facility.
Show.
Turn.
chance bargain
- Kelepir
chance customers
- Geçici müşteriler