cevelan etmek ne demek?
- Gezmek, dolaşmak.
- To wander up and down, to circulate, to revolve.
cevelan
- Dolaşma, dolanma, dönme, gezinme, gezinti
- Dolaşma. Kaynama. Yerinde durmayıp gezme. (Osmanlıca'da yazılışı: cevelân)
cevelangah
- Gezip dolaşılan yer. Cevelan yeri. Talim meydanı. (Osmanlıca'da yazılışı: cevelângâh)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.