ceset ne demek?
- Ölü beden, naaş
Gece sabaha karşı, balıkçılar denizde bir ceset bulmuşlardı.
A. İlhan Body.
Dead body.
Corpse.
Carcase.
Carcass.
Stiff.
Cadaver.
Mortal remains.
Necro-.
Remains.
Carrion.
ölü
- Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı
- Ölmüş insan, müteveffa, mevta.
- Hayvan leşi.
- Sönük, güçsüz.
- Çok durgun, hareketsiz.
- Yaşanılmayan veya çok durgun, hareketsiz
- Sıcaklığı, canlılığı olmayan.
Dead.
Lifeless.
Deceased.
ceset çürürken oluşan amonyaklı sabun
Adipocere.
ceset hırsızı
Body snatcher.