cennetin kapısını açmak ne demek?
- Büyük bir iyilik yaparak sevap kazanmak.
cennet
- Dini inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt.
- Çok güzel, huzur veren yer.
- Allah'a inanan ve O'na ibadet eden, itaat eden, Kur'an'a inanarak emirlerini yerine getiren bütün müminlerin gidecekleri yer.
- Dini inanışına göre, iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz mutluluğa kavuşacakları yer.
- Ferah yer, bahçe.
- Allah'a (C.C.) inanan ve O'na ibadet ve itaat edenlerin, iman ve İslamiyyet'e ihlas ve sadakatle hizmet edenlerin, Kur'ana bir hizb-ül Kur'an olarak mücahidane bir surette hizmetkar olan mücahidlerin, cihad-ı diniyye erlerinin ahirette fazl-i İlahi ile gidip ebediyyen içinde kalacakları mekan ve mesken. Cennet'in varlığını bütün peygamberler, onların yolundan giden alimler ve ermiş kişiler, evliyalar ittifakla haber vermişlerdir. Esasen Allah'ın adaleti, Cehennem gibi Cennet'in de varlığını gerektirir. İnananlar, ölümün; ebedi bir hiçlik değil, ölümsüzlüğe geçiş, sevdikleriyle buluşacakları ahiret alemine bir yolculuk olduğuna inanıyorlar ve bunalım içinde değil; mutluluk içindedirler. İnananların ve iyilerin bu halleri Cennet'in varlığını gösteren hayattaki belirtilerinden biridir.Cennetin tabakaları : Dar-ül-Celal, Dar-üs-Selam, Cennet-ül Me'va, Cennet-ül Huld, Cennet-ün Naim, Cennet-ül Firdevs, Cennet-ül Adn, Cennet-ül Vesile. (Bak: Ahiret)(Mühim bir taraftan ehemmiyetli bir sual: Rivayette gelmiş ki; Cennet'te bir adama beş yüz senelik bir Cennet verilir. Bu hakikat akl-ı dünyeviyenin havsalasında nasıl yerleşir?Elcevap: Nasılki bu dünyada herkesin dünya kadar hususi ve muvakkat bir dünyası var. Ve o dünyanın direği onun hayatıdır. Ve zahiri ve batıni duygulariyle o dünyasından istifade eder. Güneş bir lambam, yıldızlar mumlarımdır der. Başka mahlukat ve ziruhlar bulunmaları o adamın malikiyetine mani olmadıkları gibi bilakis onun hususi dünyasını şenlendiriyorlar, ziynetlendiriyorlar. Aynen öyle de fakat binler derece yüksek herbir mü'min için binler kasır ve hurileri ihtiva eden has bahçesinden başka, umumi Cennet'ten beşyüz sene genişliğinde birer hususi Cennet'i vardır. Derecesi nisbetinde inkişaf eden hissiyatıyla, duygularıyla Cennet'e ve ebediyete layık bir surette istifade eder. Başkaların iştiraki onun malikiyetine ve istifadesine noksan vermedikleri gibi, kuvvet verirler. Ve hususi ve geniş Cennetini ziynetlendiriyorlar. Evet bu dünyada bir adam, bir saatlik bir bahçeden ve bir günlük bir seyrangahtan ve bir aylık bir memleketten ve bir senelik bir mesiregahta seyahatından; ağzıyla, kulağıyla, gözüyle, zevkiyle, zaikasıyla, sair duygularıyla istifade ettiği gibi; aynen öyle de, fakat bir saatlik bir bahçeden ancak istifade eden bu fani memleketteki kuvve-i şamme ve kuvve-i zaika o baki memlekette bir senelik bahçeden aynı istifadeyi eder. Ve burada bir senelik mesiregahtan ancak istifade edebilen bir kuvve-i basıra ve kuvve-i samia orada, beşyüz senelik mesiregahındaki seyahattan; o haşmetli, baştan başa ziynetli memlekete layık bir tarzda istifade eder. Her mü'min derecesine ve dünyada kazandığı sevablar, haseneler nisbetinde inbisat ve inkişaf eden duygularıyla zevk alır, telezzüz eder, müstefid olur. L.)
- The happy hunting grounds.
- The new jerusalem.
- Heavenly place.
- Pearly gates.
cennet bahçesi
- Garden of Eden.
açmak
- Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
- Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak
- Engeli kaldırmak.
- Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak.
- Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak.
- Çevresini genişletmek.
- Birbirinden uzaklaştırmak.
- Almacı çalıştırmak için düğmeye basmak ya da düğmeyi çevirmek.
- Offer.