cebe ne demek?
Kökeni: Farsça
- Bedeni düşman silahlarının etkisinden korumak için savaşta giyilen çok parçalı zırh, kalın meşinden giysi.
- Dalyanlarda kullanılan, sisaldan yapılan ve dalyan haznesi büyüklüğünde olan ağ.
- Kuyu içinden çıkan toprak ki, etrafına öbek öbek dökerler.
- Osmanlı Devleti'nde silah ihtiyacını karşılayan aracın adı.
- Zincir veya halkadan örme zırh.
- Savaşla ilgili silah ve araçlar.
- Silah, mühimmat, pusat.
- Zırh, zırhlı giysi.
- Silah.
- Cevşen.
- Feed; stoke; prime; bait.
cebe atmak
- Kendi malı haline getirmek.
- Pocket, take in.
cebe indirmek
- Eziyetsizce kazanmak
- Pocket, pot, pouch, siphon off, syphon off.