carry ne demek?
- Taşımak
- Nakletmek
- Götürmek
- Çekmek
- Sürüklemek
- -e hamile olmak
- Desteğini kazanmak
- Zaptetmek
- Satışa arzetmek
- Elde etmek
- Devam ettirmek
- Geçirmek
- Menzili olmak
- Başarı kazanmak
- Sürüklemek
- Sesi uzaklardan duyulabilmek
taşımak
- Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
- Üstünde bulundurmak
- Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek
- Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak.
- Giymek
- Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak.
- Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek.
- Duymak, hissetmek
- Walk.
- Ride.
carry a person off his feet
- Bir insanı dizlerinin üzerine çöktürmek, alt etmek, sersemletmek
carry a torch
- Karşılık vermeyen bir insana karşı aşk duyguları hissetmek, karşılığı olmayan ve acı veren aşk duygusu hissetmek; karşılık vermeyen birine aşık olmak; platonik şekilde bir insanla ilgilenmek; bir amacı gerçekleştirmek