careening ground ne demek?
- Kalafat yeri
kalafat
- Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı.
- Osmanlı İmparatorluğunda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık.
- Onarma, tamir etme.
- Vezir ve daha başka devlet büyüklerinin giydikleri bir başlık.
- Geminin tahtalarının aralıklarını üstüpü vs. ile doldurup üzerine zift sürme işi.
- Caulking.
- Caking.
- Calk.
- Caulk.
careen
- Karinaya bastırmak, gemiyi yan yatırmak
- Kalafat etmek
- Yan yatmak (gemi)
- ABD sarsılmak
- Karinaya bastırma, yan yatma.
- Karina etmek, yan yatırmak (gemi), yan yatmak (gemi), sarsılmak, sendelemek
careen around the corner
- (motorlu araç) yan yatarak köşeyi dönmek.
ground
- Karaya oturmak; karaya oturtmak.
- Dışarı çıkartmamak.
- Gerekçe, sebep, neden.
- Yer, zemin
- Toprak
- Yeryüzü
- Meydan, saha, arsa
- Mesafe, yer
- Denizin dibi, dip
- Mebde, prensip