bulak ne demek?
- Kaynak, pınar.
- Bela, felaket.
- Çeşme
- Sersem.
- Hırsız.
bulak otu
- Su teresi.
- Su gözelerinde biten, hoş kokulu bir ot.
bula
- Yenge, amca veya dayı karısı.
- Nominal.
- Foam; bubbles; froth; soapsuds.
- The 'princess' onboard the Saucy Mare; one of Captain Capacitor's crew RB: 1.