brooktrout ne demek?
- Dere alabalığı
dere
- Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu.
- Bu akarsuyun yatağı.
- İki dağ arasındaki uzun çukur.
- Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol.
- Boyu, beslenme teknesi ve aşırı taşkın dışında taşıdığı su niceliği ile en küçük akarsu.
- Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu.
- To hurt; to harm; to injure.
- Harm.
- Valley.
- Brook.
brook
- Çay, ırmak küçük nehir
- Tahammül etmek, çekmek, dayanmak.
- Katlanmak, çekmek, dayanmak, kaldırmak
brooklet
- Küçük çay veya dere.
- Küçük dere, derecik, çay