bribery ne demek?
- Rüşvet verme
- Rüşvet
- Yolsuzluk
- Suistimal
rüşvet
- Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
- Bk. yedirim
- Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
- Bribe.
- Bribery.
- Corruption.
- Palm oil.
- Palm grease.
- Inducement.
- Backhander.
bribery at elections
- Seçimlerde, seçmene rüşvet verme
- Seçim rüşveti
briber
- Para yediren
- Rüşvet veren