breakthrough ne demek?
- Çığır açan buluş
- Cepheyi yarıp geçme, buluş
- Bilimde büyük buluş
- Önemli ilerleme
- İlerleme
çığır
- Çığın kar üzerinde açtığı iz.
- Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika.
- İz
- Büyük hattatların sanat yolu.
- Yeni bir biçim, yöntem veya yol
- Çıkrık.
- T. Yeni açılan patika yolu.
- Epoch.
- Path.
- Track.
break
- Uymamak (kanuna)
- Kırmak, parçalamak
- İhlal etmek, riayet etmemek
- Bir yerini kırmak, yaralamak
- Bozmak, araya girmek
- Sona erdirmek, bitirmek
- Nüfuz etmek, içine girmek
- İflas ettirmek
- Bozdurmak (para)
- Kaçmak, firar etmek
break a code
- Şifreyi bulmak, şifreyi çözmek