brawl ne demek?
- Gürültülü münakaşa
- Gürültülü ziyafet
- Eski bir Fransız halk oyunu
- Kavga etmek
- Patırtı etmek
- Gürül gürül akmak.
- Kavga etmek, tartışmak
- Ağız dalaşı, kavga
gürültülü
- Gürültüsü olan
- Karışık olaylarla dolu.
Noisy.
Loud.
Tumultuous.
Tumultuary.
Clamant.
Clamorous.
Clangorous.
Hilarious.
brawler
- Kavgacı tip
brawling
- Huzur bozma
- Kavga, bağırarak tartışma