bozukluk ne demek?
- Bozuk olma durumu.
- Ufaklık, bozuk para.
- Bk. madeni ufaklık para
- 1) ayıb. 2) noksan. ~ lara karşı sağlama: ayıblara karşı tekeffül (te'mînât).
Anomaly.
Fault.
Malfunction.
Small change.
Change.
Breakdown.
Defect.
Disorder.
Failure.
Vice.
Corruption.
Defeat.
Trouble.
Blemish.
Impurity.
Marring.
Break-down.
Break.
Tie-up.
Decay.
Fouling.
Divisional coin.
Fractional coin.
Token coin.
Defectiveness.
Disturbance.
bozuk
- Bozulmuş olan
- Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ)
- Madenî para
- Kötümser, gergin, huzursuz, karışık
- Kızgın, sıkıntılı
- Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz.
Down.
Broken.
Broken down.
Out-of-action.
bozukluk uyarı çevirgeci
- Dizgede bir aksaklık olduğunda, uyarı amacı ile sesli ya da ışıklı bir imleci devindiren çevirgeç.
Failure warning switch.
bozukluklar
Disorders