bozgun ne demek?
- Bir toplulukta karşılıklı güvenin bozulması ile beliren karışıklık.
- Yenilgi
Büyük bozgundan sonra Şam istasyonunda bırakmaya mecbur olduğumuz en son vagonun bile içi mecidiye dolu idi.
F. R. Atay - Bu durumda bulunan.
- Morali bozulmuş, çökmüş, yılgın
Suratından bir bozgun sonrası umutsuzluğu akıyordu.
A. İlhan - Rout.
- Debacle.
- Defeat.
- Discomfiture.
- Beating.
- Cropper.
- Fiasco.
- Stampede.
- Upset.
- Checkmate.
- Unrest.
- Disorder.
- Checkmate hezimet.
- Routed.
- Defeated.
bozgun vermek
- Yenilmek, dağılmak, perişan olmak, hezimete uğramak.
- Bozguna uğramak.
bozgun yemek
- Bozguna uğramak.