bozdurmak ne demek?
- Bozma işini yaptırmak.
Dün akşam, İstanbul'dan gelirken cebimdeki son mecidiyeyi bozdurup iki okka çavuş üzümü aldım.
Y. Z. Ortaç Cash.
To cause to spoil/ruin.
To change.
To cash.
To get change for.
To break a bill.
bozma
- Biçimi ve kullanılışı değiştirilmiş
- Bozmak işi.
- İlk yargılıkta verilen bir yargının, yasada gösterilen nedenlere dayanarak, yeniden yargılama yapılıp düzeltilmesi için üst yargılıkça kaldırılması.
- Bir konutun, çok sayıda ev halkının yararlanabileceği konut birimlerine ya da bir yapının kullanım biçiminin başka kullanım biçimlerine dönüştürülmesi.
Cancellation.
Corruption.
Dissolution.
Frustration.
Rape.
Spoiling.
bozdurma
- Bozdurmak işi.
Encashment.
bozdurmamak
(neg. form of bozdurmak) exchange, cash, change, turn into cash, encash, break.