boyunduruk ne demek?
- Çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember.
- Kapı veya pencere vb. açıklıkların üzerine konulan ağaç, taş veya beton kiriş, lento.
- Mengenenin üst yanındaki kemer biçimli bölüm.
- Zulüm ve zorbalık baskısı, esaret
Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında, uzun zamandan beri cehaletin karanlığına çömelerek yaşadılar.
P. Safa - Güreşte hasmın başını koltuk altına alıp boynuna kol dolama oyunu.
- Pastırmalık etlerin dinlendirildiği kuzey tarafı açık, diğer üç yanı ve üstü kapalı olan özel bölüm, sundurma.
- Mengenenin üst yanındaki kemer biçimli bölüm. (bk. Şek. 3)
- Yoke.
- Oppression.
- Lintel.
- Garrot.
- Pass.
- Span.
- Crowfoot.
- Bridle.
- Headlock.
boyunduruk altına girmek
- Pass under the yoke.
boyunduruk çukuru
- Sulcus jugularis'in göğüs önünde birleştiği yerde manubrium sterni'nin yan taraflarında bulunan çukurluk, fossa yugularis.
- Sulcus jugularis'in göğüs önünde birleştiği yerde manubrium sterni'nin yan taraflarında bulunan çukurluk, fossa yugularis.
- Fossa jugularis.
- Fossa jugularis
Türetilmiş Kelimeler (bis)
boyunduruk altına girmekboyunduruk çukuruboyunduruk geçmeboyunduruk hakkıboyunduruk parasıboyunduruk yekeboyunduruka vurmakboyundurukçuboyundurukla bastırmaboyundurukla sergilemekboyunduruğa atmakboyunduruğa koşmakboyunduruğunu çıkarmakboyunda büyük işe kalkışmakboyundaki benekboyundan bağlı bluzboyundan büyük işe kalkışmakboyundöndüren