borç senedi hamili ne demek?
- Debenture holder.
debenture
- Borçlanma belgesi
- Gümrük iadesi belgesi
- Teminatsız tahvil
- Borç senedi
- Tahvil, senet, pusula
borç senedi
- Borç alınan paranın ne zaman ve ne kadar geri ödeneceğini gösteren değerli kâğıt. krş. adi senet
- Note.
borç
- Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para, başka bir şey
- Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
- Borş.
- Bir iktisadi karar biriminin bir diğerine karşı ödemesi gereken para veya yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.
- İki ya da daha çok kimseler arasında, karşılıklı olarak doğan yükümlerin tümünü belli eden türe bağı.
- Geri verilmek niyetiyle ihtiyaç sahiplerine verilen para. Müslümanlıkta faizle borç vermek haramdır, günahtır. Borcunu ödiyemiyecek durumda onların borçlarını bağışlamak veya sonraya bırakmak sevaptır. Borcunu ödeyebilecek durumda olanlar da borçlarını zamanında ödemelidirler. Ödeyemiyecek olanlar da zamanından önce alacaklıya durumlarını bildirmelidir ki, o da işlerini ona göre ayarlasın. İslam'da devletin vazifelerinden biri de borçlulara yardımcı olmaktır.
- Debt.
- Debt, loan, obligation.
- Debit.
- Loan.
sened
- Dayanç, belgit.
- Kuvvetli olabilecek söz.
hami
- Kayıran, kayırıcı kimse.
- Koruyucu.
- Koruyan, koruyucu, himaye eden.
- Sahip çıkan, gözeten.
- Kayıran, kayırıcı.
- Protector.
- Tutelar.
- Tutelary.
- Maecenas.
- Shield.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
borç senediborçborç aktarımıborç alan kimseborç almaborç almakborç altına girmekborç artığı veren sayışımborç bakiyesiborç belgesiborç belgiti ayırcasıborbor çeliğibor hidrürlerbor hücresibor karbürsenedi hakanısenedi müsbitsenedi protesto olmaksenedi resmısenedin bankaca kırılmasısenedin vadesisenedsenedatsenesene boyunca devam edensene i inhirafiyyesene i kameriyyesene i kebısesensen ağa ben ağasen bilirsinsen dede ben dede, bu atı kim tımar edesen dost kazan, düşman ocağın başından çıkar