boşaltma ne demek?
- Boşaltmak işi
- Bkz. atılma
Emptying.
Discharge.
Unloading.
Depletion.
Dismantlement.
Exhaustion.
Pouring.
Tipping.
Vacation.
Voidance.
Evacuation.
Outlet.
Bleeding.
Desertion.
Runoff.
Lighterage.
Release.
Debarkation.
Disembarkment.
Emission.
Exhaust.
Priming.
boşaltmak
- Boş duruma getirmek.
- Dökmek, boca etmek
- Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak
- Kusmak.
- Gevşetmek, açmak
Empty.
Pour from.
Evacuate.
Pour out of.
Discharge.
atılma
- Atılmak işi.
- Atmak işine konu olmak.
- Hamle yapma.
Dash.
Expulsion.
Push.
Being thrown / discharged.
Élan.
Attack.
Thrust.
boşaltma barınağı
- Gemilere, yükleri boşaltılmak amacıyla ayrılan barınak.
Port of unloading.
Port de débarquement
boşaltma borusu
- Lambanın havasını boşaltmaya ve gaz doldurmaya yarayan, ampulün içiyle bağlantılı cam boru.
Exhaust tube.
Pumprohr (Pumpstengel)
Queusot)