boğazlaşmak ne demek?
- Birbirini boğazlamak
İçimde bir boşlukla karmakarışık bir doluluk boğazlaşıyor.
A. Gündüz - Kıyasıya dövüşmek
Otuz bu kadar devlet, hiç durmadan dinlenmeden boğazlaşabilirler miydi?
Ö. Seyfettin - To fight violently with each other.
birbirini
- One another.
boğazlaşma
- Boğazlaşmak işi.
boğazla
- Huni. (Gökmenler, Çatak, Gedikli, Kırlangıç *Saimbeyi -Adana)