bizzat ne demek?
Kökeni: Arapça
- Kendi, kendisi, şahsen
Vaziyeti yukardan ve bizzat takip etmek lazım geldi.
Atatürk - Doğrudan doğruya, zatıyla
Bizzat sorumlusu benim.
- Ta kendisi
- Kendisi, aslında. Kendi zatı ile. Binefsihi. (Osmanlıca'da yazılışı: bi-z-zat)
- Personally.
- In person.
- Myself.
- Itself.
- Himself.
- Herself.
- Self.
- In the flesh.
- In propria persona.
- Oneself.
bizzat hazır bulunma
- Bk. kendinin bulunması
bizzat ihkak ı hak
- Kendiliğinden hak alma.