birikmis servet ne demek?
Hoarded wealth
hoarded
- Toplamak, istif etmek, stoklamak, aklında tutmak
- Biriken
birikmiş
Accumulated.
Cumulative.
Accumulative.
Accrued.
birikmiş faiz
Accumulated profit
servet
- Varlık, zenginlik, mal mülk
- object moved object moved to here.
- Zenginlik, varlık.
- Mal, mülk, zenginlik.
Fortune.
Havings.
Means.
Possessions.
Wealth.
Assets.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
birikmişbirikmiş faizbirikmiş gelirbirikmiş işlerbirikmiş itfabirikmebirikme alanıbirikme dozubirikme eğrisibirikme elementibirikeçbirikeç veri yolubirikenbiriken sapmabirikiciservetservet artış vergisiservet avcısıservet bilimiservet değeriservet sahibiservet tanrısıservet vergisiservet yapmakservete konmakserveserve a person with the same sauceserve a sentenceserve a summons onserve a trick