billur ne demek?
- Kesme cam, kristal.
Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat.
R. H. Karay - Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim.
- Duru, temiz, saydam, tanınmış ve değerli kesme cam, kristal.
Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat.
R. H. Karay - Bu maddeden yapılmış
Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman
A. H. Tanpınar - Pek beyaz ve parlak bilinen cevher, cam.
- Şeffaf, parlak taş, elmas gibi kıymetli.
- Duru, temiz ve akıcı.
Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek.
A. İlhan - Koç yumurtası.
- Temiz, parlak, ışıklı, günahsız.
- Temiz, pırıl pırıl insan.
- Cam gibi parlayan.
- Parlak, ışıklı; duru.
- Bk. kırılca
- Bk. örüt
- Necef taşı.
- Crystal.
- Crystal kristal.
- Crystalline.
- Cut glass.
kesme
- Kesmek işi.
- Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas.
- Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
- Kesin, değişmez, maktu.
- Kesme işareti.
- Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat.
- Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia).
- Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi.
- Klasik balede küçük ara adımı.
- Optes'Te, on parmak izinin veya olay yeri izinin tarandıktan sonra iz bölgesinin seçilerek lüzumsuz bölgelerinden ayrılması.
kırılca
- İriölçekte, düzgün geometrik biçimlerle büyüyüp belirli düzlemler boyunca kırılan, ufakölçekte ise düzgün bir özdecik dizilimi gösteren katı yapı.
- Crystal.
- Cristal
billur cisim
- İrisin arkasında yer alıp mercek görevi yapan, biçimi ve büyüklüğü mercimeğe benzeyen saydam cisim.
billur gibi
- Çok duru, çok temiz (su). Temiz, tertemiz.