biçim ne demek?
- Biçme işi.
Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı.
Ö. Seyfettin - Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal
İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur.
S. Birsel - Yakışık alan şekil, uygun şekil
Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde.
A. İlhan - Herhangi bir şeyin benzeri.
- Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form.
- Tarz
İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar.
F. R. Atay - Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli düzeni, format.
- Bilgisayarda disketi kullanılabilir duruma getirme.
- Disketi zararlı ögelerden temizleme.
- Dış görünüş; bir cismin yapısını ortaya koyan çevre çizgilerinin bütünlüğü.
- Shape.
- Style.
- Cast.
- Configuration.
- Conformation.
- Face.
- Fashion.
- Figuration.
- Form.
- Format.
- Genre.
- Guise.
- Make.
- Mode.
- Semblance.
- Morpho-.
- Bathos.
- Figure.
- Manner.
- Strain.
- Stripe.
- Well-proportioned form.
- Method.
- Model.
- Turn.
- Turn of phrase.
- Form
- Forme
biçme
- Yontulmuş yapı taşı.
- Prizma.
- Biçmek işi.
- Karşı güreşçinin ayağını tırpanla yerden kesip devirme.
- Kullanılacağı ışığa uygun, saydam maddeden (örneğin görünür ışık için camdan, morötesi ya da kızılaltı için kuvarstan) yapılma üçgenbiçme; sinema ve televizyonda çeşitli optik dizgelerde ya da optik hilelerde kullanılır.
- Prism, optical prism.
- Plank.
- Deal.
- Cutting.
- Sawing.
biçim adı
- Format name
biçim almak
- Biçimlenmek, belli bir biçime girmek, şekillenmek.
- Take shape, form, shape.