belengül ne demek?
Kökeni: Farsça - Türkçe
- Dağ gülü.
- Bir kadın ismi.
dağ
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleri.
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık.
- Büyük üzüntü, acı
- Yerkabuğunun çıkıntılı, yüksek; eğimli yamaçlarıyla çevresine egemen ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad.
- Çevresindeki araziye göre çok yüksek olan toprak, kaya veya kumdan tepe.
- Orman.
- Mountain.
- Montane.
- Mount.
belen
- Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu.
- Tepe, yüksek yer.
- Bayır.
- Bel.
- Bir işlevin yakınlarında bulunan noktalara bakınca en düşük değerini aldığı nokta.
- Akdeniz Bölgesi'nde bulunan kasaba.
- Dağ beli, dağın aşılacak yeri, dağlık yer.
- Yüksek, dağlık yerlerde görülen düzlük.
- Sırt, bayır, yamaç, dağ eteği.
- Dağlık, sarp yer.
belendah
- Bodur, şişman kimse.