balkonlu bir oda rica ediyorum. ne demek?
- Balcony: i'd like a room with a balcony.
balkonlu
- Balconied, having a balcony, having a porch.
balkon
- Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü
- Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat.
- Bk. asma kat
- (Mimarlık) Giriş katı üstündeki katlarda, yapı bedeni içinde ya da dışarı bir çıkıntı olarak yapılan, önü açık bölüm. Cumbanın önü açık olanı. a. bk. cumba, şahniş, hayat, sergâh.
- Sinemalarda salonun dip yanında yer alan, yüksekçe ve ileriye doğru çıkıntılı bölüm.
- Balcony.
- Gazebo.
- Bosom.
- Veranda.
- Circle.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
oda
- Evin veya herhangi bir yapının oturma, çalışma, yatma gibi işlere yarayan, banyo, salon, giriş vb. dışında kalan, bir veya birden fazla çıkışı olan bölmesi, göz
- Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik.
- Yeniçeri kışlası.
- Bir yapının, özellikle bir evin, oturmak, çalışmak, yatmak gibi eylemlere yarayan gözelerinden her biri.
- Room.
- Chamber.
- Apartment.
- Association.
- Society.
- Organization.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
balkonlubalkonbalkon duvarıbalkon ışıklarıbalkon kapısıbalkoçbalkbalk atbalkabağıbalkabağı çorbasıbalkabağı şeklindebirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verase