bakı ne demek?
- Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu.
- Denetleme.
- Fal.
- Her yörede, özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye ya da kuzeye karşı konumunu belirleyen ve bu nedenle doğal koşullarını saptayan durumu.
- Ağlayan. (Osmanlıca'da yazılışı: bâkî)
- (C.: Buk'an) Medine şehrinde bir makbere yeri. (Osmanlıca'da yazılışı: bakî')
- Aspect.
- Fortune fal.
- Inspection teftiş.
- Exposition "topographique"
bakıa
- Dert, bela, musibet.
bakıcı
- Bakma işiyle görevlendirilen kimse
- Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse.
- Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse.
- Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse
- Koruyucu.
- Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse.
- Falcı
- Attendant.
- Nurse.
- Keeper.