bahane ne demek?
- Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı?
A. İlhan - Vesile. Sebeb.
- Excuse.
- Cover.
- Pretext.
- Allegation.
- Blind.
- Cavil.
- Cloak.
- Cop-out.
- Evasion.
- Guise.
- Plea.
- Pretence.
- Putoff.
- Rise.
- Salvo.
- Shift.
- Stalking-horse.
- Subterfuge.
- Veil.
- Stall.
- Put-off.
- Blind excuse.
- Cop- out.
- Poor excuse.
- Handle.
- Stalking horse.
- Idle pretext.
- Pretense.
- Professed excuse.
- Put off.
- Rationalization.
- Slim evidence.
- Thin excuse.
bahane aramak
- Bir duruma gerekçe, fırsat bulmaya çalışmak.
- Cavil.
bahane bulmak
- Bir şeye kusur aramak, kusur öne sürmek.
- To find a pretext.