bag and baggage ne demek?
- Pılısını pırtısını toplayıp, tasını tarağını toplayarak
bag
- (-ged,-ging) torba, çanta
- Kese, çuval
- Bir çanta muhtevası, çantanın içindekiler
- Inek memesi
- Argo bir paket esrar
- Torbaya veya çuvala koymak
- Torba gibi şişmek, torba gibi sarkmak
- Şişirmek, germek
- Yakalamak, avlamak
- Torbaya koymak, çantaya koymak, çuvala koymak; yakalamak, avlamak, çalmak; aşırmak, iç etmek, germek, şişirmek, sarkmak, torbalanmak
bag açisi
- Bond angle
and
- Yemin içmek, yemin etmek.
- (İngilizce) ve, ile, de
- (bağlaç) ve, de, ile
baggage
- Valiz
- Yolcu eşyası
- Şımarık kadın
- Bagaj
- Hafifmeşrep kadın
- Ordu ağırlığı, ordu yükü
- Işvebaz kız, canlı genç kadın
- Sevimsiz yaşlı kadın, moruk (Argo), civelek kız, haspa (Argo)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bagbag açisibag conveyorbag dosyasibag enerjisibag filling and sealing machinebag filterbag hosebag ladybag lunchbaba hususba sisquamous carcinomaba tapubaaandand a bitand a halfand a lot moreand alsoand b printingand b windingand connectiveand d speedand dağlarıanan abbreviated signaturean abbreviation of carabineran abbreviation of kilograman absolute must