backward ne demek?
- Geç kavrayan
- Geri
- Gelişmemiş, geri kalmış
- Yavaş öğrenen
- Geçmişte kalan şey
- Ters
- Geriye doğru
- Çağ dışı
- Çekingen, isteksiz
- Geriye, tersine, geçmişe
- Kafası basmayan
geç
- Belirli zamandan sonra olan.
- Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı
- Bkz. tardif
- kulak asma, önem verme! anlamında kullanılan bir söz: Biz ev yaptırdık ama sen bize bakma; bizim paramız vardı. Geç efendim geç; bu işler sizin gibilerin harcı değil. -N. Kurşunlu.
- Late.
- Backward.
- Slow.
- Tardy.
- Behind.
- Behindhand.
backward and forward
- Bir o yana bir bu yana
backward area
- Geri kalmış bölge