bağlayıcı ne demek?
- Bağlama niteliği olan.
- Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan: "Ve" bağlayıcı bir edattır.
- Uyulması zorunlu.
İlk ders olarak besmeleyi öğrendiler.
Y. K. Beyatlı - Binding.
- Connecting.
- Stringent.
- Linking.
- Connective.
- Restrictive.
- Subordinative conjuction.
- Obligatory.
- Binding agent.
- Binder.
- Fixer.
- Coupler.
- Switch.
- Rigger.
- Fixing agent.
- Binding effect.
- Tying.
- Connector.
bağlama
- Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz.
- Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb.
- Bağlamak işi.
- Bağ, bağlayan şey.
- Bitkiyi bağ ile sarma.
- Halatların sıkı sıkıya bağlanması.
- Kan damarını bağ ile sıkmak.
- Türk edebiyatında kitap yazma, eser telif etme.
- Connecting.
- Affiliation.
bağlayıcı aracı
- Connector tool
bağlayıcı çekim
- Bir görünçlüğün kurgusunda zaman ya da akıcılık yönünden duyulan boşluğu doldurmak için kullanılan çekim.
- Cut-in scene, bridging shot, matching shot, linking shot, cover shot, splicing scene, cut-away.
- Verbindungsszene, Verbindungsstück, Einschnitt
- Plan de coupe (de raccord, de liaison)