azim ne demek?
Kökeni: Arapça
- Bir işteki engelleri yenme kararlılığı.
Bu engin ruh, bu tükenmez azim, Türk milletinin varlık sebebidir.
R. E. Ünaydın - Kuvvetli, şiddetli, derecesi yüksek.
- Dudaklarını yumup susan kişi.
- Ehemmiyetli, mühim, müthiş.
- Büyük, ulu, iri, muhteşem
- Osmanlıca'da yazılışı: âzim.
- Kast ve niyet eden.
- Bir yol bulup giden.
- İkdam-ı gayret.
- Azmeden, kararlı.
- Pek azametli.
- Gayret.
Resolution.
Determination.
Firm intention.
Will.
Strenght of purpose.
Purpose.
Constancy.
Devoutness.
Doggedness.
Perseverance.
Resoluteness.
Resolve.
Steadfastness.
Tenacity.
Zeal.
Ardour.
Grit.
Guts.
Heart.
Perseverence.
Determinatedness.
Firmness of purpose.
azimat
- (Azime. C.) Kıtlık yılları.
azimbay
- Büyük ve azimli zengin.