ayar ne demek?
- Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu.
- Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü.
- Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi.
- Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü.
- Değer, derece
Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim.
B. R. Eyuboğlu - Çalgıların akort, seslem, tel yüksekliği gibi ayarlama gerektiren her bir bölümü ve bunları ayarlama işlemi.
- Bk. odaklama
- Almaçlarda seçik, doğru ve düzgün bir görüntü ve pürüzsüz ses elde etmek amacıyla yapılan düzenlemeler. (Başlıcaayarlar oluk seçme, sertlikayarı, parlaklıkayarı, yükseklikayarı, genişlikayarı, düşey doğrusallıkayarı, görüntülükayarıdır).
- Bk. karat (II)
- Altın ve gümüşten yapılmış şeylerin saflık ve hafiflik derecesi.
- (Ayr. C.) Eşekler. (Osmanlıca'da yazılışı: a'yar)
- Ayarlama işi.
Adjustment, control.
Setting.
Adjusting.
Regulating.
Tuning.
Standard.
Carat.
Gauge.
Gage.
Accuracy.
Adjustment.
Readjustment.
Tune-up.
Touchstone.
Regulation.
Content.
Foot rule.
Yardstick.
Test.
Tune.
Adjustment for accuracy.
Setup.
Fineness.
Carats.
Quality character.
Gauging.
Calibration.
Control.
Focusing.
Assay.
Proof.
Standard of finess.
Regelung, Justierung
Réglage, contrôle, ajustage
Ajustage
odaklama
- Odaklamak işi.
- Bir mercek ya da bir ayna ile. ışığı bir noktada toplama işlemi.
- Bir alt-üşek ışınları borusunda bir elektriksel ya da mıknatıssal mercekle eksicik demetinin bir noktada toplanması.
- Seçik bir görüntü elde etmek amacıyla, görüntüyü tam odak noktasına düşürmek için alıcı merceğinde yapılan ayarlama.
- Işınları bir noktada toplama.
Focusing.
To focus.
Focalization.
Scharfeinstellung, Einstellung, Fokussierung, Bündelung
Einstellung
ayar anahtarı
Adjusting wrench
ayar başlığı
- Bir burmaç üzerinde oturan, sıkılmak ya da açılmak yoluyla düzenleme ve denetim sağlayan, içi yivli başlık.
Adjusting nut.
Einstellmutter
Écrou de réglage