ayaklanmak ne demek?
- Çocuk yürümeye başlamak.
- Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek.
- Ayağa kalkıp gitmeye davranmak.
- Toplu biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek.
- Uyanmak, uyanıp kalkmak
Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.
T. Buğra - Rebel.
- Revolt.
- Riot.
- To rebel.
- To revolt.
- To start walking.
- To rise in rebellion.
- To rise in revolt.
- To break out in revolt.
- To get on one's feet.
- To begin to walk.
- Bear arms against.
- To rise in insurrection.
- Mutiny.
- Run riot.
- Squeal.
- Uprise.
çocuk
- Küçük yaştaki oğlan veya kız
- Soy bakımından oğul veya kız, evlat
- Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak
- Genç erkek.
- Büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi.
- Büyüklere yakışmayacak biçimde düşüncesizce davranan kimse.
- Belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse.
- Bebeklik çağı ile erginlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan.
- Nipper.
- Bairn.
ayaklanma
- Ayaklanmak işi.
- Birçok kimsenin cebir ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmesi, başkaldırma, isyan, kıyam.
- Rebellion.
- Uprising.
- Breach of the peace.
- Commotion.
- Insurgence.
- Insurgency.
- Insurrection.
- Mutiny.
ayaklanmalar
- Uprisings