atıştırmak ne demek?
- Acele olarak yemek veya içmek
Besim, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküvileri atıştırmakla meşguldü.
P. Safa - Yağmur veya kar serpiştirmek.
- Karşılıklı atıştırmak.
- Stoke.
- To bolt down.
- To gobble.
- To drizzle.
- To mizzle.
- To begin to rain or snow slowly.
- Spit.
atıştırmak için
- Appetizer.
atıştırma
- Atıştırmak işi.
- Aceleyle yemek yeme.
- Refreshment with food or drink; light meal, refection.