atışmak ne demek?
- Ağız kavgası etmek.
- Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek.
- Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek.
Argue.
Bicker.
Quarrel.
Wrangle.
To quarrel.
To bicker.
To argue.
To squabble.
To have a row.
To have a tiff.
To have words.
To try to make up with.
Altercate.
Spar.
ağız
- Çıkış yeri
- Uç, kenar
- Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine ya da sınıflara özgü olan konuşma dili
- Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü.
- Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk.
- Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü.
- Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
- Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap.
- Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı.
- Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak.
atışma
- Atışmak işi.
- Saz şairlerinin deyişle tartışmaları.
- İki veya daha fazla çalgı ustasının, hangisinin çalgıya daha hakim olduğu yarışı.
Quarrel.
Bust up.
Cross talk.
atışmamak
Form of atışmak) quarrel, bicker, have a tiff, bandy words, altercate, bandy, jangle, spat, squabble, have words with smb.