antagonize ne demek?
- Karşı çıkmak
- Zıtlık yaratmak
- Aleyhine çevirmek
- Düşman etmek
- Kışkırtmak
- Husumeti tahrik etmek
karşı
- Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi, yamaç
- Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı
- Ön, kat, huzur
- Bulunan yere göre önde, ileride olan.
- Karşıt, zıt, muhalif.
- Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.
- Karşılık olarak, mukabil
- İçin, hakkında
- Contrary.
- Opposed.
antagonizm
- Düşmanlık.
- Yüksek bitkilerde bulunan mikroorganizmaların, parazitlerin oluşumuna karşı etki göstermesi.
- Uyuşturulamaz karşıtlık.
- Zehirli tuzun diğerinin etkisini azaltacak şekilde etki göstermesi.
- Karşıt etki.
- Tezat.
- Antagonism.
antagonizm kuramı
- Gelirlerin paylaşılmasında, emek ve sermayenin rakip durumunda olduklarını ileri süren kuram.
- Antagonism theory.