anlatma ne demek?
- Anlatmak işi.
- Verilmiş olan bir karar ya da yargıyı, yargıç ya da yargılık başkanınca, iki yana sözlü olarak bildirme.
- Narration.
- Recital.
- Recitation.
- Relation.
- Speech.
- Rehearsal.
- Telling.
- Explaining.
- Commentary.
- Explanation.
- Depiction.
- Explication.
- Indication.
- Pronouncement.
- Notification verbale
anlatmak
- Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek
- İnandırmak, ikna etmek.
- Söylemek, nakletmek
- Be enunciative of.
- Tell.
- Describe.
- Explain.
- Express.
- Report.
- Put smth.
anlatma yöntemi
- Sınıf içi çalışmalarda öğretmenin daha çok etkin olmasını gerektiren, öğretim programında yer alan konuların anlatılıp açıklanmasını öğretmenden bekleyen ve yine öğretmenin uyandıracağı ilgi ile öğrencilerin duygu, düşünce ve görüşlerinde istenilen gelişmelerin sağlanmasını öngören geleneksel bir öğretim yöntemi.
- Lecture method.
anlatmak
- Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek
- İnandırmak, ikna etmek.
- Söylemek, nakletmek
- Be enunciative of.
- Tell.
- Describe.
- Explain.
- Express.
- Report.
- Put smth.