anafor ne demek?
- Girdap.
- Karmakarışık, sinirli, güç durum
Korkunç bir anaforun öfkesine kapılmış, sağa sola savrulup duruyorlar.
A. İlhan - Yolsuzluk yapılarak elde edilen şey.
- Bk. ters akıntı.
- Denizde akıntının yanında veya altında, onun ters istikametinde olarak akan su. Akıntı mukabili.
- Denizde bir akıntının bir engele çarpmasıyla geriye dönerek meydana getirdiği ters akıntı.
- Undertow.
- Eddy.
- Countercurrent.
- Counterflow.
- Illicit profit.
- Rake-off.
- Loot.
- Boodle.
- Extra profit.
- Illicit gain.
- Windfall.
- Swirl.
- Whirlpool.
ters akıntı
- Akışkan ya da gazların bir engele çarparakters akıntı yapması.
- Turbulence.
- Turbulence
anafor yapmak
- Eddy.
anafora kaptırmak
- Emeksiz, karşılıksız olarak başkasının yararlanmasına olanak vermek.
- Başkasının emeksiz ve karşılıksız olarak yararlanmasına sebep olmak.