alt alta üst üste ne demek?
- Birbirleriyle itişir kakışır durumda
Alt alta üst üste boğuşmaya başladık.
H. R. Gürpınar - Birbirleriyle itişir kakışır bir durumda.
- Rough-and-tumble.
alt
- Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı
- Bir nesnenin tabanı
- Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü.
- Bir şeyin yere yakın bölümü.
- Kelimesi ... altında biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
- Yanan ocağın alevi
- Sınıflamalarda ikinci derecede olan.
- Birkaç şeyden aşağıda olan
- Alt kelimesi ... altında biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
- Alanin transaminaz.
alt açı
- Bk. alttan görüş
- Kürek kemiğinin ön kenarıyla arka kenarı arasındaki köşe, angulus ventralis.
- Angulus ventralis.
üst
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- Giyecek, giysi.
- Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk.
- Vücut, beden.
- Artan, geriye kalan bölüm
- İlgilenilen, üzerinde durulan konu.
- Bir niceliğin sağüst köşesine, kaçıncı kuvvete yükseltileceğini göstermek için yazılan sayı.
- Exponent.