aldırmazlık ne demek?
- Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı
İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu.
Y. K. Beyatlı - Bir cismin parlak bir yüzeyde görünmesi
Mehtap, iri güller ve senin en güzel aksin / Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde.
Y. K. Beyatlı - Bir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki.
- Evirtim.
- Evirme.
- Aldırmaz olma durumu, tasasızlık, kayıtsızlık, lakaydi.
- Indifference.
- Heck.
- Insouciance.
aldırmazlık etiği
- Kinikler tarafından benimsenen, erdemi, ahlaki hayatın son ve en yüksek amacı kabul eden ve erdem dışında hiçbir şeye aldırmamayı en yüce değer kabul eden etik anlayış.
- Indifferentist ethics.
aldırmazlıktan gelmek
- Önemsememek, aldırış etmemek.