alan anahtarları ne demek?
- Field keys
field
- Otlak, mera
- Cevabı yapıştırmak
- Top atmak (kriket)
- Çayır, kır
- Tarla
- Saha, meydan, alan
- Savaş meydanı
- Oyun sahası
- Bir yarışmaya katılanlar
- Fırsat
alan anahtarı
- Field switch
alan
- Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü.
- İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.
- Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha.
- Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer.
- Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran.
- Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha.
- Yüz ölçümü.
- Bir çalışma çevresi
- Bir özdeğin, bir mıknatısın ya da bir elektrik yükü'nün çevresinde uyarılan kendini kuvvet etkisi ile belli eden yönleçsel, doğabilimsel nicelik.
- Anatomide sınırları belirlenmiş yüzey
anahtar
- Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı.
- Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu.
- Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol.
- Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç.
- Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak.
- Vesile, araç, vasıta
- İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör.
- Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret.
- Manyetikleri farklı bileşimlerde çalıştırmayı sağlayan devre anahtarı.
- Eski yapı almaçlarda, oluk seçimini yapmak için döndürülen parça.