alaka ne demek?
- İlgi.
Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil.
N. Hikmet - Gönül bağı.
- Aşılanmış yumurtanın ana rahminin iç cidarına asılı vaziyeti, morula.
- Sülük.
- Derinin kılsız bölgelerinde görülen, beyaz kısımların kırmızıya, kırmızı kısımların ise beyaza dönüşmesi biçiminde belirtileri olan pigment bozukluğu, baras.
- Ölüm sonrası kan pıhtılaşması.Dgr.: Ar. alaka
- Kan pıhtısı. Uyuşuk kan.
- İlişik, rabıta, merbutiyet. (Osmanlıca'da yazılışı: alâka)
- Interest.
- Concern.
- Connection.
- Relation.
- Attachment.
- Affection.
- Sympathy.
- Dealing.
- Involvement.
alaka doktrini
- Bk. ilgi öğretisi
alaka duymak
- Yakınlık göstermek, ilgilenmek, beğenmek, sevmek.
- Ilgi duymak.
- To be interested in, to take an interest (in).