aktarı beden ne demek?
- Vücudun her tarafı. (Osmanlıca'da yazılışı: aktâr-ı beden)
aktarı alem
- Her taraf. Alemin dört bucağı. Alemin her yeri. (Osmanlıca'da yazılışı: aktâr-ı âlem)
aktarıcı
- Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kimse.
- Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse.
- Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç.
- Voleybolda öbür oyuncuların vurması için topu, ağın üzerine yükselten oyuncu.
- Genellikle engebeli bölgelerde çalışan, bir yayın merkezinden gelen izlencenin güçsüzlenmiş imlerini alarak bunları güçlendirdikten sonra çoğunlukla başka bir oluğun yinelenimine uygulayarak başka biraktarıcı ya da verici doğrultusunda yayan, böylelikle asıl vericinin yayın alanını genişleten, gücü vatla ölçülen yayaç.
- Decantor
- Tiler.
- Transposer.
- Transmitter.
- Passer.
beden
- Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut.
- Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde
- Giysilerde ölçü.
- Kale duvarı.
- (C.: Ebdan) Gövde, vücut, ten.
- Başlangıçta. İlk önce, ilkin. (Osmanlıca'da yazılışı: bed'en)
- Olta iğnesinin kullanılmasını sağlayan malzemelere verilen ad, beden malzemeleri doğal olan kendir, ipek, pamuk vb. sentetik olanları ise poliamid, poliester multi ve monofilament malzeme, oltanın ucuna genellikle bir fırdöndü vasıtasıyla bağlanan ve kalınlığı oltanın kalınlığına eşit veya daha az olan olta ipi parçası.
- The Abyssinian or Arabian ibex.
- It is probably the wild goat of the Bible.
- Body.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aktarı alemaktarıcıaktarıcı dalgalığıaktarıcılıkaktarılabiliraktarılabilir dışsaycaaktarılabilirlikaktarılabilmeaktarılacak sayışımaktarılamayan haklaraktaraktaranaktarboşaltaktaaktaanaktabaktabı ehli beytaktabı erbaabedenbeden arızasıbeden bağıbeden cezasıbeden dilibeden duruşubeden duvarıbeden eğitimcisibeden eğitimibeden eğitimi öğretmenibedebedeckbededbededabedel