aksatmak ne demek?

  1. Bir işi gereği gibi yürütmemek

    Çalışmasını da aksatmamıştı üstelik.

    A. Kulin

    Sevinç, heyecan, tehlike, kuşku bir cemiyeti sarsabilir. Onun tam randımanla çalışmasını aksatabilir.

    B. Felek

    Konağın idâresini aksatacak kadar telâşlanan kapı halkını tatlı tatlı sükûnete dâvet ederek işlerinin başına sevkediyordu.

    S. Ayverdi

    İçinde bulunduğu durum işleri aksatmasına neden oluyordu.

    Anonim
  2. Aksamasına yol açmak
  3. Bir işi kesintiye uğratmak
  4. (en)To hinder.
  5. (en)To hamper.
  6. (en)To paralyse.
  7. (en)To delay.
  8. (en)To impede.
  9. (en)To arrest.
  10. (en)To interrupt.
  11. (en)To throw cold water on.
  12. (en)To retard.
  13. (en)To slacken.
  14. (en)To hold back.

aksatma

  1. Bitirmeme
  2. Aksatmak işi.
  3. Eksik veya yarım bırakma
  4. (en)Failure.
  5. (en)Damp

aksatmamak

  1. (en)(neg. form of aksatmak) limp, make limp, disturb, paralyse, hamper, hamstring, hinder, paralyze.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

aksatmaaksatmamakaksataksataaksatan kimseaksatılmakaksatışaksaaksa yı şarkaksabaksadaksade
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın