aksatmak ne demek?
- Bir işi gereği gibi yürütmemek
Çalışmasını da aksatmamıştı üstelik.
A. KulinSevinç, heyecan, tehlike, kuşku bir cemiyeti sarsabilir. Onun tam randımanla çalışmasını aksatabilir.
B. FelekKonağın idâresini aksatacak kadar telâşlanan kapı halkını tatlı tatlı sükûnete dâvet ederek işlerinin başına sevkediyordu.
S. Ayverdiİçinde bulunduğu durum işleri aksatmasına neden oluyordu.
Anonim - Aksamasına yol açmak
- Bir işi kesintiye uğratmak
- To hinder.
- To hamper.
- To paralyse.
- To delay.
- To impede.
- To arrest.
- To interrupt.
- To throw cold water on.
- To retard.
- To slacken.
- To hold back.
aksatma
- Bitirmeme
- Aksatmak işi.
- Eksik veya yarım bırakma
- Failure.
- Damp
aksatmamak
- (neg. form of aksatmak) limp, make limp, disturb, paralyse, hamper, hamstring, hinder, paralyze.