aksamak ne demek?

  1. Hafifçe topallamak.

    Aksıyordu attıkça her adımı.

    E. B. Koryürek
  2. Bir iş gereği gibi yürümemek, geri kalmak.
  3. Mec. Engele uğramak, arızaya uğramak
  4. Yolunda gitmemek.
  5. İyi ve düzenli gitmemek, kesintiye uğramak, ilerlememek

    İyi de oldu, işin sonuna aksamadan geldik.

    T. Buğra
  6. (en)Limp.
  7. (en)Hitch.
  8. (en)Have a hitch.
  9. (en)Halt.
  10. (en)Hinder.
  11. (en)Hobble.
  12. (en)To limp.
  13. (en)To hitch.
  14. (en)To have a hitch.
  15. (en)To delay.
  16. (en)To drag.

hafifçe

  1. Hafif olarak, hafif bir biçimde, belli belirsiz
  2. (en)Lightly.
  3. (en)Mildly.
  4. (en)Slightly.
  5. (en)Gently.
  6. (en)Faintly.

aksama

  1. Aksamak işi
  2. (en)Hitch.
  3. (en)Hobble.
  4. (en)Paralysation.
  5. (en)Breakdown.
  6. (en)Limping.
  7. (en)Disruption

aksama aydınlatması

  1. Olağan aydınlatma aksadığında çalışan aydınlatma düzeni.
  2. (en)Emergency lighting.
  3. (al)Notbeleuchtung, Sicherheitsbeleuchtung
  4. (fr)Éclairage de secours, éclairage de sécurité

Türetilmiş Kelimeler (bis)

aksamaaksama aydınlatmasıaksama göstergesiaksama nedeniaksama oranıaksamaksam ı kelamaksam yemegi yeaksaaksa yı şarkaksabaksadaksadeaksaks i mürekkepaks i sedaaks kovanıaks kovani
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın