akite etmek ne demek?
- Ödemek, ödeme makbuzu vermek, ibra etmek.
- Tediye etmek, tebriye etmek.
- To receipt.
akit
- Bağlanma, düğümlenme
- Kurma, düzenleme
- Tanzim ve teşkil etme
- Sözleşme.
- Nikah
- Bağıtçı.
- Bağlama, düğümleme
- Agreement.
- Contract mukavele.
- Marriage agreement.
akit memleketler tebaası
- Bk. anlaşmalı ülkeler uyruğu
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.