akıllı ne demek?
- Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil.
İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı.
Y. Z. Ortaç - Karşısındakinin düşüncesizliğini belirtmek için söylenilen uyarma sözü.
- Uyanık geçinen (alay yollu)
Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.
- Yerinde, isabetli
Alâeddin Keykubad’ın çok akıllı siyasetiyle Moğol tehlikesi bir müddet için önlenir.
A. H. Tanpınar - Bilgili, zeki kimse.
- Sersem, aptal (alay yollu)
Akıllı, hiç o kadar para ile bu iş yapılır mı?
- Smart.
- Clever.
- Intelligent.
- Brainy.
- Wise.
- Reasonable.
- Well-advised.
- All there.
- Astute.
- Cute.
- Knowing.
- Knowledgeable.
- Longheaded.
- Sagacious.
- Sapient.
- Sensible.
- Sparkling.
- Spiritual.
- Understanding.
- Sage.
- Bright.
- Canny.
- Intellectual.
- Politic.
- Sane.
- Prudent.
- He's got brains.
- Adroit.
- Advised.
- Well advised.
- Clear sighted.
- Rational.
- Shrewd.
akıllı ağ geçidi
- Smart gateway.
akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır
- Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
akıllı ağ geçidiakıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdırakıllı düşünene kadar deli oğlunu everirakıllı düşününceye kadar deli çocuğunu everirakıllı geçinmekakıllı görünmeye çalışan kimseakıllı kartakıllı kimseakıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçerakıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malınıakıllandırmaakıllandırmakakıllanmaakıllanmakakıllanmaz